Sağlık Köşesi
 
 

Ana Sayfa

Haberler
Resimler
Şiirler
Download
Bize Ulaşın

SARS TEDAVİSİNDE ÖNEMLİ ADIMLAR ATILIYOR
"Akut solunum yetmezliği sendromu" SARS hastalığının tedavisinde önemli ilerlemeler sağlanıyor. Ancak, can kayıpları giderek artıyor. Çin`de dört kişi, Hong Kong`daysa 7 kişi daha hayatını kaybetti.

Hong Kong`da "akut solunum yetmezliği sendromu"ndan (SARS) 7 kişinin daha öldüğü ve 40 yeni vaka daha saptandığı açıklandı. Böylece Hong Kong`da SARS`tan ölenlerin sayısı 47`ye, bu hastalığa yakalananların sayısı da 1190`a çıktı. Öte yandan, resmi Yeni Çin Haber Ajansı, Çin`deki SARS hastalarının sayısının 1418`i bulduğunu duyurdu.

21. Yüzyılın hastalığı olarak da tanımlanan SARS, bütün önlemlere rağmen yayılıyor. Kanadalı bilimadamları, SARS hastalığı ile mücadele için aşı geliştirilmesi yönünde önemli adımlar attıklarını ancak bunun haftalar sürebileceğini söylüyorlar.

Hastalığın kaynağı olarak tanımlanan Çin`de, alınan bütün karantina önlemlerine rağmen 74 kişi daha hastalığa yakalandı, dört kişi ise hayatını kaybetti. Böylece sadece Çin`de SARS nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 64`e ulaştı. Hong Kong`daysa hastalığa yakalananların sayısının bin 190`a ulaştığı ve 7 kişinin daha SARS`tan öldüğü açıklandı. İngiltere`de de altıncı SARS vakası ortaya çıktı. Yetkililer hastalığa yakalanan altıncı kişinin kontrol altında olduğunu ve durmunun iyiye gittiğini açıkladılar.

SAĞLIĞIMIZ "OTURARAK" BOZULUYOR!
Büro çalışanları, sürekli oturmadan kaynaklanan, kemik zayıflaması, kan damarlarının daralması ve kaslarda şekil bozuklukları gibi sağlık problemleriyle karşı karşıyalar. Uzmanlar oturma şekline ve arada yürüyüş yapmanın önemine dikkat çekiyorlar...
Büro çalışanlarının sürekli oturmalarının, özellikle kemiklerin zayıflaması, kan damarlarının daralması ve kasların şeklinin bozulması gibi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekilerek, ideal oturma biçiminin bilinmesi ve saatte bir 5-10 dakika yürünmesi öneriliyor.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fizik Tedavi Anabilim Dalı ögretim görevlisi Prof. Dr. Halil Koyuncu, ''sürekli oturmanın zararları''na dikkat çekerek, daha çok büro çalışanlarının ve özellikle bilgisayar kullanıcılarının risk grubunda olduğunu belirtti.
Bu şekilde çalışanlardan her 10 kişiden 7-9'unda bel, her yüz kişiden 30-60'ında boyun ağrısı şikayetleri görüldüğünü ifade eden Koyuncu, ''Bu durum sürekli oturarak ya da uzun süre ayakta durarak çalışmaktan kaynaklanıyor. Gazeteciler, memurlar, doktorlar, muhasebeciler, operatörler ve tezgahtarlar en çok risk altında olan meslekler. Çare, en azından saatte bir, 5-10 dakika dolaşmaktır'' dedi.
OTURMAYI BİLMEK
Prof. Koyuncu ''en ideal biçimde oturmasını bilmek'' gerektiğine işaret ederek, bunun için de şunların yapılması önerisinde bulunuldu:
"Sırtınız dik, masa çalışırken eğilmenizi gerektirmeyecek yükseklikte ve uzaklıkta olmalı. Masayla vücut arasında kolları esnekçe kullanmayı sağlayacak bir oran bulunmalı. Doğru oturuş pozisyonunu koruyabilmek için bulunulan ortamın aydınlatması ve ısısının da kişinin rahat edebileceği durumda olması gerekiyor. Tüm bunlar sağlandığında bile kısa süreli yürüyüş ihmal edilmemeli. Mesai sonrasında da yatarak dinlenme yöntemi izlenmelidir.''

VÜCUT SİNYAL VERİR
Soluk beniz, iyileşmeyen yaralar, saçta dökülme gibi vücudumuzda ortaya çıkan ancak dikkate alınmayan belirtiler, çok önemli hastalıkların habercisi olabilir. Vücudunuzun verdiği sinyalleri dikkate alın ve vakit geçirmeden doktara görünün...

Evet, hastalığın belirtisi ille de ateşin yükselmesi yada halsizlik değildir. Vücudunuzdaki çeşitli değişiklikler de hastalık habercisi olabilir. Aşağıdaki uyarıları dikkatle okuyun.
• Kepek: Hormonal dengesizliğin veya sedef hastalığının habercisi olabilir.
• Benler - lekeler: Görüntüsünün değişmesi, cilt kanseri öncesindeki belirtilere işaret.
• Mantar: Sık sık ortaya çıkarsa ilk olarak akla şeker hastalığı gelir.
• Burun ve yanaklarda kızarıklık: Çok uzun sürmesi, Rosecea veya Rhinopym adlı cilt hastalığının habercisi sayılabilir.
• Ciltte sarı renk: Derinin ve gözlerin sararması karaciğer ya da safra kesesi rahatsızlıkları, cildin bronz renk alması ise sirozun sinyali.
• Ayak yaraları: Ayak parmaklarında, bacaklarda geçmeyen yaralar şeker hastalığının, toplar ve atardamar problemlerinin belirtisi.
• Ağız içi yaralar: Sigara alışkanlığı, diş fırçasının mekanik tahripleri, demir eksikliği, şeker hastalığı, bazı virütik hastalıklar (AIDS gibi), behçet hastalığı, ağız tüberkülozu belirtisi sayılır.
• Saçlarda dökülme: Hormonlardaki değişim, demir eksikliği, tiroid bezi rahatsızlıkları, stres, B2, B6 ve C vitaminleri eksikliği etkili olabilir.
• Cinsel organ derisinde değişimler: Behçet hastalığı, herpes hastalığı, frengi gibi ciddi hastalıkların ana belirtisi sayılır.
• Tırnak değişiklikleri: Üzerinde noktalanma, sarı renkler, şekil değişikliği, yüzeyinde çukurların oluşması gibi durumlar, bazı kalp hastalıkları tırnak sedefi, mantar tehlikesine işaret.
• Parmaklarda renk değişimi: Reynaud hastalığını düşündürmelidir.
• Dilde yanma: Vitamin eksikliğine bağlı kansızlığın belirtisidir.

İNSANIN GEN HARİTASI TAMAMLANDI
"Yaşamın bütününün genetik karşılığı" olarak da tanımlanabilecek olan ve gen dizilimlerini gösteren bu bilgi sayesinde tıptaki dönüşümlerin hızlanması, bir çok hastalığın tanınması mümkün olacak. Bu bilgiler, bilim adamlarının örneğin çeşitli hastalıklar veya genlerle ilgili çeşitli alanlarda yapacakları çalışmalar için kılavuz olarak tanımlanıyor.

İnsan gen sisteminin (Genom) bütünü ile keşfedilmesini amaçlayan uluslararası konsorsiyumun, bu alanda çıkardığı ilk sonuçları açıklamasının iki yıl sonrasında ulaşılan bu yeni sonuca, beklenenden iki yıl önce varıldı. Dr. Jane Rogers, sonuçlar ile ilgili yaptığı açıklamada, "bilim adamlarına insan genomunun bütünü hakkında bir kılavuz sağlıyoruz" dedi.
"İnsan Genomu Projesi" olarak da adlandırılan bu çalışma, insanda deri kanserinin öldürücü bir biçimine yol açan bir mutasyonun (genetik bozulma) ortaya çıkarılmasını sağlamıştı. Diyabet, kan kanseri ve çocuk ekzeması ile ilgili çalışmalara da önemli katkılarda bulunmuştu. Gen dizilimlerinin tamamının belirlenmesi, insanlarda varolan 25-30 bin arasındaki genin hepsinin tanımlanmasına yardımcı olacak. Bu genler arasında, kanser ve diyabete yol açanlar da yer alıyor.
Çalışma ile ilgili ilk taslak sonuçlar, 2000 yılı Haziran ayınca açıklanmıştı. Bu çalışmaların sonuçları tüm dünyada bilim adamlarının hizmetine sunuluyor. Çalışmaya katılan bilim adamlarından Allan Bradley, ulaşılan bu yeni sonucun, "hemen yepyeni sıçramalara yol açmasının beklenmemesi gerektiğini" belirtti. Bradley, "Buna karşın, yaşam kitabının öğrenilmesine yönelik en heyecan verici bölümlerinden birine başladığımızdan hiç kuşkum yok. İnsan genomunun öğrenilmesinin tamamlanması, uzun bir yolda çok önemli bir aşama" dedi.
Bu projede İngiltere, ABD, Fransa, Almanya, Japonya ve Çin`den bilim adamları yer alıyor.
Kişiye özel ilaçlar yapılabilecek
Dizilimin tanımlanmasının tamamlanması, ilaç sanayiindeki gen araştırmalarında patlamaya yol açacak. Yeni tip tedavi yöntemleri, kişinin genetik profiline uygun, o şahsa özel ilaçların yapımına, hastalıkların erken teşhisine olanak sağlayacak olması, bu yeni sonuçların sağlayacağı ilk faydalar olacak.
SNPS tanımı yapıldı
Bilim adamları, 1,4 Milyondan fazla SNPS (single nucleotide polymorphisms)`in de tanımını yaptılar. SNPS, insanın genetik şifresini oluşturan üç milyar harf içerisinde farklı dizilimleri gösteriyor. Bu harf dizilimleri arasında varolan SNPS`ler, her insanın birbirinden farklı olmasına yol açıyor.
Bu çalışma sayesinde insanların gen sayısının aslında tahmin edilenden çok daha az olduğu, proteinlerin de dokuların oluşmasında bilinenden çok daha fazla ve karmaşık işlevlere sahip olduğu da öğrenildi.
SONUÇLAR, BİLİMADAMLARININ KULLANIMINA AÇIK
Bilimadamları ekibinin açıklamasında, çalışmanın temelde tamamlandığı ve bilgisayar girdilerinin tüm dünyadaki bilimadamlarının kullanımına açık olduğu kaydedildi.
Bu arada, çalışmaya bilimadamları katılan 6 ülkenin liderleri, "kendimizi anlamak için radikal bir zemin sağlayacak olan çalışmayı memnuniyetle karşıladıklarını" belirten ortak açıklama yayınladılar. Beyaz Saray`dan bildirildiğine göre, ortak açıklama ABD Başkanı George Bush, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, İngiltere Başbakanı Tony Blair, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Japonya Başbakanı Juniçiro Koizumi ve Çin Başbakanı Wen Jiabao tarafından imzalandı.

Pulmoner sistem hastalıkları ( Solunum sistemi hastalıkları )

a. Bronşial Astma : Bronşial astma tanısı genellikle tekrarlayan hırıltılı solunum (episodik wheezing), nefes darlığı (bispme), öksürük hikayesi ve reversibl havayolu obstrüksiyonunu gösteren akciğer fonksiyon testleri ile konulur. Astım krizine yol açan bronkospazmı tetikleyen bazı faktörler vardır. Bunlar; enfeksiyonlar, allerjen ve irritanların solunması (soğuk ve kuru hava, tuzlu su, vb) egzersiz, şiddetli emosiyonel değişiklikler. Bu tetikleyici faktörlerin hemen hemen hepsiyle dalış esnasında karşılaşmak mümkündür. Dalgıç sualtındayken bronkospazmı meydana gelirse, bronkospazmı nedeni ile akciğer içinden çıkamayıp sıkışan havanın çıkış esnasında genişlemesi ile ölümcül akciğer barotravması meydana gelebilir.
Sık bronşit geçiren, tekrarlayan öksürük ve wheezing atakları olan kişilerin tanı konulmamış veya asemptomatik astmalı olabilecekleri mutlaka düşünülebilir.
Egzersiz astması, akut, reversibl, genellikle sınırlı bir havayolu obstrüksiyonu meydana getirir. Astmatik veya saman nezlesi olanlarda egzersiz yaptıktan sonra ortaya çıkabilir. Genellikle sağlıklı, atletik ve genç kişilerde görüldüğünden, dalış eğitimi almak için başvuran kişilerde sıklıkla rastlanılabilir. Bu kişilerin çoğu ağır bir egzersiz yapmadıkça tamamiyle sağlıklıdırlar ve yapılan akciğer testleri de normaldir. Allerjit riniti veya saman nezlesi olan kişiler, egzersiz astması gelişmesi açısından riskli grupta yer almaktadır. Tanı koyabilmek için, egzersiz testi veya soğuk hava ile hiperventilasyon yaptırılmalıdır. Egzersiz sonrası yapılan akciğer fonksiyon testleri de anlamlı sonuç verir. Geçmişte astması olan veya semptomsuz yıllar geçiren kiilerde de egzersiz astması gelişebilir.
Aktif bronşial astması veya egzersiz astması olan kişilere kesinlikle dalış yaptırılmamalıdır.
b. Akut Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu : Akut üst solunum yolu enfeksiyonu olan kişi dalış yapmamalıdır. Çünkü bu durumda kulakların ve sinüslerin eşitlenmesi zor olur. Ayı zamanda üst solunum yolu enfeksiyonuna eşlik eden bir bronşit varlığı, çıkış sırasında akciğerlerde hava sıkışmasına yol açarak hayati bir tehlike yaratabilir.
c. Allerjik Rinit : Allerjik sebeplerle meydana gelen burun iltihabı, burun mukozasında ödeme, nasal havayolları, östaki borusunun ve paranasal sinüs girişlerinin tıkanmasına yol açar. Akut allerjik riniti ve rinokonjuntiviti olan kişiler, akut durum geçip kulak eşitlemesi kolaylaşıncaya kadar dalmamalıdırlar. Allerjik riniti olan kişilerin aynı zamanda bronşial astması da olabileceği akıldan çıkmamalıdır.
d. Pnömotoraks : Spontan (kendiliğinden olan) pnömotoraks hikayesi olan kişilerin kesinlikle dalmamaları gerekir. Çünkü bu kişilerde pnömotoraksın normal hayatta bile tekrarlama riski vardır. Sualtında spontan pnömotoraks gelişmesi, çıkış sırasında tansiyon pnömotoraksa neden olur ve bu durumda da akciğerin tamamen sönmesine (kollapsına) ve ölüme yol açabilir.
Travmatik hemopnömotoraks veya herhangi bir sebepten dolayı akciğer ameliyatı (torakotomi) geçiren kişilere dalış izni verilmemelidir. Ancak bu kişiler Göğüs cerrahı, Göğüs hastalıkları uzmanı ve sualtı hekimlerinin verecekleri ortak bir onay sonrasında dalabilirler.
e. Pulmoner İnfeksiyonlar : Tiberküloz, mikotik (mantar) infeksiyon, bronşit, pnömani gibi aktif pulmoner infeksiyon durumlarında veya fibrozis, kavitasyon, amfizem ve bronşlarda kalsifik lezyonlar gibi sekerlerin olduğu durumlarda dalışa engel oluşturur.
f. Sigara İçimi : Dalgıçlar sigara içmemeleri konusunda ısrarla uyarılmalıdırlar. Çünkü sigara :
¤ Kardiyopulmoner verimi azaltır.
¤ Mukus tıkaçlarına ve bronkospazma yol açarak akciğer içinde lokal hava sıkışmasına neden olabilir.
¤ Nasal irritasyon yaparak kulak ve sinüslerin açılmasını zorlaştırır.
¤ Kroner arter hastalığı (kalp krizi vb) için artan bir risk oluşturur.

KOAH Nedir ?

KOAH
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), amfizem ve kronik bronşiti kapsayan bir hastalık grubudur. KOAH'ın en sık görülen özelliği, akciğerlerinize giren ve akciğerlerinizden çıkan havayı nefes darlığına neden olacak derecede kısıtlayabilmesidir.
Amfizem
Amfizem, alveollerdeki hava boşluklarında, alveol duvarlarının yıkımıyla oluşan anormal ve kalıcı genişlemedir (açık bir nedbeleşme yoktur). Klasik semptomu nefes darlığıdır.
Kronik Bronşit
Kronik bronşit, fazla miktarda mukusun oluştuğu sürekli öksürük durumudur. Kronik öksürük art arda iki yıl içinde, yılda en az 3 ay görülür.
KOAH'ın neden olduğu akciğer tahribatını hiçbir şey geri döndüremez. KOAH'ın ilk evrelerinde, sadece hafif bir nefes darlığı ve arasıra öksürük krizleri görülebilir. İlk başlarda, çoğu kişi KOAH hastalığına yakalandığının farkında olmaz. İlk semptomlar genel bir hastalık hissi, artan sıklıkta nefes darlığı, öksürük ve ötmedir. Ancak, hastalık ilerledikçe semptomlar ağırlaşır.
Sigara, KOAH'ın en önde gelen nedenidir ve bildirilen tüm vakaların %90'ından sorumludur. Sigara içen her 5 kişiden biri, yaşamı esnasında KOAH geliştirme riskiyle karşı karşıyadır. Ancak, KOAH riski taşıyanlar yalnızca sigara içenler değildir. Daha önce sigara içmiş olanlar ve sürekli sigara dumanına maruz kalanlar (pasif içiciler) da KOAH için potansiyel adaylardır. Sigarayı bırakmak, akciğer fonksiyonlarının KOAH'a bağlı olarak gerilemesini yavaşlatabilir.
KOAH Gerçekleri
KOAH çoğunlukla iki farklı hastalıktan oluşan karmaşık bir sağlık durumudur. Bu iki hastalık hava yollarının engellenmesi ile ilgili kronik bronşit ve amfizemdir. Aşağıda bu hastalık ve tedavisi hakkında bazı bilgiler bulacaksınız:
Akciğerleriniz çok uzun süre rahatsız veya iltihaplı kaldığında kronik bronşit oluşur. Rahatsız olan akciğerleriniz yüzünden öksürük yakanızı bırakmaz. Bronşit çok uzarsa, akciğerlerinizde hasar ve berelenmeye yol açar. Mukoza ve berelenmiş doku, akciğerlerinizin hava alıp verme fonksiyonunu sekteye uğratır ve nefes darlığına neden olur.
Amfizem akciğerlerinizde dönüşü olmayan bir hasara yol açar. Amfizem, akciğerlerinizde alveoli adı verilen küçük hava keseciklerini etkiler. Bu kesecikler, havadan kana oksijen geçmesini ve karbondioksidin vücuttan atılmasını sağlar. Hava girip çıktıkça, alveoli genişler ve daralır. Amfizemde ise, aynı eski bir lastik bantta olduğu gibi, akciğerler esnekliğini kaybeder. Böylece, alveoli genişler ve nefes almayı zorlaştırır. İleri düzey amfizemde, akciğerlerde geniş boşluklar meydana gelir. Alveoli kana oksijen transfer edebilse de, boşluklar aynı işi yapamaz - amfizem hastaları bundan dolayı nefes darlığı çeker.
Nefes darlığı, kronik öksürük ve yoğun balgam en sık görülen KOAH semptomlarıdır.
Gerek bronşit, gerekse amfizemin sigarayla yoğun ilişkisi vardır. Sigara içen KOAH hastaları, akciğerlerini daha fazla hasara uğratırlar; sonuç olarak, oksijen almakta daha çok zorlanırlar.
KOAH tedavisinin iki ana hedefi vardır. Birincisi semptomları azaltmak, ikincisi de hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak. Şu an için KOAH'ı ortadan kaldıran bir tedavi bulunmamaktadır. Ancak, sigaradan uzak durarak bu hastalık çok büyük ölçüde önlenebilir.
Sigarayı bırakmak KOAH semptomlarını azaltır ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatır.
Hastalığı ilerledikçe kişinin hayat kalitesi de düşer. Hastalığın ilk evrelerinde az miktarda nefes darlığı görünür. İleri evrelere erişmiş KOAH vakalarında ise hastalar harici oksijene ve mekanik nefes alma cihazlarına ihtiyaç duyabilir.
Hastalığın derecesine göre, tedavi ciğerlere giden hava miktarını arttırmayı sağlayan bronkodilatörleri gerektirebilir. Bunlar düzenli olarak alınması gereken "bakım ilaçları" ve salbutamol, terbutalin vb. gibi kuvvetli semptomların ve krizlerin üstesinden gelmek için alınan "rahatlatıcı ilaçlar" olmak üzere ikiye ayrılırlar.
KOAH'ı kontrol altına almak ve daha sağlıklı bir yaşam için anahtarlar doğru beslenme, doktor konrolünde yapılacak düzenli bir egzersiz programı, düzenli uyku ve sigaradan uzak ortamlardır.
KOAH Nedir?Nedenler ve Belirtiler
KOAH hakkındaki en iyi haber tamamen önlenebilir bir hastalık olmasıdır. Erken teşhis ile semtomlar büyük ölçüde azaltılabilir.
Nedenler
KOAH vakalarının %90'ının ana sebebi sigaradır. Sigara içen bir kişinin KOAH'tan ölme riski sigara içmeyen bir kişiye oranla 10 kat daha fazladır.
Diğer risk faktörleri:
Kalıtım
Pasif içicilik (sürekli başkalarının sigara dumanına maruz kalma)
Hava kirliliği
Çocuklukta geçirilen önemli solunum yolu hastalıkları
Semptomlar
KOAH'ın başlıca semptomları, öksürük ve ötme eşliğinde nefes darlığıdır. KOAH, çoğunlukla hava yollarındaki daralmanın sebep olduğu amfizem ve kronik bronşitin bir karışımıdır. Bundan dolayı, bu rahatsızlıklardan her birinin semptomlarını anlamak önemlidir. Amfizem semptomları arasında öksürük, nefes darlığı ve egzersize karşı azalmış tolerans kapasitesi sayılabilir. Hava yollarındaki daralmanın sebep olduğu kronik bronşit semptomlarında ise kronik öksürük, artan miktarda mukoza, sık sık geniz temizleme ve nefes darlığı görülür. Şunu unutmayın ki, her tür kronik bronşit KOAH'la ilgili değildir.
Hastalığın ilerleyen evrelerinde, KOAH hastası bir kimse ciddi nefes darlığı, öksürük, aşırı miktarda balgam, ötme, tekrarlayan enfeksiyon, ayak bileklerinde şişlik ve derisinde morluk gibi semptomlar yaşayabilir. En son evrelerde, KOAH'lı hastalar sürekli bakım ve nefes alabilmek için ilave oksijene gereksinim duyabilirler.
KOAH ne kadar erken teşhis edilirse tedavisi o kadar kolay olur. Tehlikede olup olmadığınızı merak ediyorsanız, doktorunuzla görüşün. KOAH tedavisine erken başlamak, semptomları kontrol altında bulundurmanın en iyi yoludur.


 

 

Linkler
Astroloji
Sohbet
Sağlık
Teknoloji
Sizin Köşeniz
Sevginin Dili
Seri İlanlar
Tv'de Bugün
Arama
Hava Durumu
Makaleler

Sigarayı Bırakın

Neden mi?

Tıklayın ve Görün!